19 yaşımda ön çapraz bağlarım koptu, koşmaya bundan hemen sonra koşu bandında başlamıştım ama dışarılarda hiç koşmuyordum. Kilo verme dönemim sona erdikten hemen sonra ayak bileğim iki yerinden kırıldı ve platinler vidalar havada uçuştu. 1.5 sene ara verdikten sonra yine başladım ve küçük adımlarla ilerlettim, sabırlı davranıp hırs yapmak istemedim.Yaklaşık olarak 14 ayı aşkın süredir de bırakmadım.
Bırakamayacağınız sürekli hakkında konuşmak isteyeceğiniz tuhaf bir alışkanlık haline geliyor. Hobi demek biraz basit kaçar ve demek istemem. Bugüne kadar yelkenden, rüzgar sörfünden, fotoğrafçılığa bilardoya, serbest dalışa, bisiklete kadar hobim oldu ancak bu koşu artık hobi gibi hissettirmiyor. Alışkanlık, bağımlılık raddesine geldikten sonra bırakması çok zor.
250 metreyle kendinizi kısıtlamayın, sokakların sınırı yok ve halihazırdaki kat ettiğiniz mesafeler uzun. Ne kadar uzun mesafeler gittiğinizi gördüğünüzde daha çok motive olabilirsiniz. En kıymetli tavsiye bence dinlenmeniz olur, sakatlanmamanın ve bunu uzun süre idame ettirebilmenin tek yolu budur. Kendi rutininizi yaratın ve en azından başlarda zorlamayın, iyi hissetmeye bakın. İlk 5K’mı koştuğumda “yok artık hiç mi durmadım” diyordum.
Sıkmayın canınızı, elbet koşmamanın koşmaktan daha zor geleceği günler gelecek.